2000 yılında Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu’nun öldürüldüğü operasyonu yöneten Niyazi Palabıyık, örgüt hakkında açıklamalarda bulundu. Aynı operasyonda yakalanan örgütün siyasi yetkilisi Edip Gümüş’ün de serbest bırakıldığını hatırlatan Palabıyık, ‘250 kişinin katili 11 yıl sonra nasıl oluyor da serbest kalıyor?’ söz konusu.
‘Hizbullah’ın siyasi kanadı’ olarak nitelendirilen HÜDA-PAR’ın 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde Cumhur İttifakı’nı takviye etme kararının ardından 1990’ların kanlı örgütü yeniden gündeme geliyor.
2000 yılında İstanbul Beykoz’daki bir villada örgüt lideri Hüseyin Velioğlu’nun öldürüldüğü, örgütün siyasi yetkilisi Edip Gümüş ile karakol subayı Cemal Tutar’ın yakalandığı operasyonu yöneten emekli polis memuru Niyazi Palabıyık, Aytunç Erkin ile konuştu. Sözcü’den. Palabıyık, Hizbullah’ı şöyle tanımladı:
‘Hizbullah’ın adı 1990’larda duyuldu. Süreç, ilk etapta bilinen PKK’lıların satırlarla öldürülmesiyle başladı. En çok Diyarbakır, Batman ve Mardin’de görülür. Bir insan eline bakın. Elden sonra parmaklar gelir. PKK’nın başparmağı ise işaret parmağı Hizbullah’tır! Temel amaçları Kürtlük üzerinden devlet kurmaktır. Marksist-Leninist temellere dayanan PKK, dini inancı reddederken, Hizbullah dini inancı ön plana çıkardı. Bu nedenle PKK ile mücadele başlar.
‘Mobil eylem ekipleri kuruyorlar’
Hizbullah’ın eylemleri önceleri yereldi… Batman, Diyarbakır ve Mardin ölçeğindeyken daha sonra PKK’nın yoğunlaştığı illere taşındı. 1991-1996 yılları arasında Mersin’de istihbarat görevlisiydim. İlk taşınabilir eylemlerini Adana, Mersin’de yaptı. Örneğin, her biri 10 kişiden oluşan iki kişiden oluşan beş mobil eylem ekibi kurdu. Altı tanesini Mersin’de yakaladık. Organizasyon için ilk temelim orada başladı.
“Pusulalarla iletişim kuruyorlardı”
Daha sonra görev yerim İzmir oldu. Konca Kuriş diye bir araştırmacı-yazar vardı. Kuriş 16 Temmuz 1998’de kayboldu. 1998 Şubat’ında İstanbul’da çalışmaya başladım. Bu ne vahşi bir örgüt! Eylemini duyamazsınız, PKK gibi. Hemen almıyorlar. İnsanlar kayboluyor. Haber yok vs… 2000 yılına kadar Türkiye genelinde protestolar vardı. Yaklaşık 1,5 yıl Hizbullah üzerinde çalıştık. Somut ve görünür bilgilere ihtiyacımız vardı ve bulduk. Bir sıkıntı bulduk! İçin; Telefon trafiği yoktu, elektronik iletişimi pek kullanmıyorlardı, pusulalarla haberleşiyorlardı. Fiziki takipler yaptık… Hiç ummadığımız bir şekilde bazı bilgilere ulaştık.
“O bilgisayarlardan 180 bin sayfa belge çıkardım”
17 Ocak 2000’de Beykoz’daki hücre evini bulduk ve düğmeye bastık. Önceden görüşmemiz vardı. ‘Burada hücre evi var, örgütün beyin takımı burada ve silahlı çatışma çıkacak’ dedikten sonra operasyona başladık. Çatışma çıktı ve Velioğlu öldürüldü. Kıdemli bir isim var; Edip Gümüş. Bu ismi aklınızda tutun. Siyasi kanadın başında Gümüş, askeri kanadın başında ise Cemal Tutar bulunuyordu. Canlı yakaladık, Hüseyin Velioğlu öldürüldü.
En değerlileri bilgisayarlardı ve ben onları topladım. Çünkü Velioğlu hepsini vurmuştu. O bilgisayarlardan 180 bin sayfa belge çıkardım. Hizbullah’ın Beykoz’daki konutundan aldığım belgeleri özel kuryelerle 43 ile gönderdim. Bunların en değerlileri Diyarbakır, Batman ve Mardin’di. Bir o kadar da Gaziantep, Adana ve Ankara var. Bahsettiğim yerlerin hepsinde öldürülen ve gömülen insanlara ulaştık. Mezar evleri. Konca Kuriş’in cansız bedeni Konya’da bulundu. Hücre evinde bulunan belgelerle Hizbullah’ın sonu geldiyse bunun anahtarı Beykoz operasyonudur. Edip Gümüş… 4 Ocak 2011’de tahliye edildi, yurt dışına kaçtı.
“Nasıl 11 yıl sonra çıktı?”
Edip Gümüş’ü aklında tut dedim. Siyasi kanat görevlisi. Edinilen bilgilerin ardından Gümüş ve Cemal Tutar cezaevine konuldu. Bu Edip Gümüş hangi akılsa, her neyse diyorum, 2011’de bu iktidar döneminde çıkardılar. gümüş kim 250 kişinin katili! Bunu neden söyledim? O konutta bulduğumuz kayıtlar var, teller ve işkencelerle insanlar öldürüldü. Kamera kayıtlarıyla dolu valizleri adı geçen makamlara teslim ettik.
Yarın bir gün bu kayıtları bulamıyorum deseler… Sadettin Tantan Bey oradaydı, izlediler! Kimse kayıt yok demesin. Edip Gümüş… 250 kişinin katili. Hepsini konuşturdun mu, hayır. Ama görüntülü cinayetler var, başka kelimelerle destekleniyor. Ben uydurmuyorum. Takviyesiz konuşmam! Allah’tan korkulmalıdır. Gümüş nasıl oluyor da 11 yıl sonra çıkıyor?’
